"Bir görüntü, bir katliam atı, çıplak bir kadın ya da herhangi bir anekdot olmadan önce, özünde belli bir şekilde düzenlenmiş renklerle kaplı sıradan bir yüzeydir." henüz yirmi yaşında olan genç bir ressamın çirkin sözü ve sanat akademilerinde geleneksel resmin reddi.
Paris'in bir banliyösünde yaşayan bu genç adama Maurice Denis adı verildi ve erken dönemde Gauguin ve öğrencilerinden etkilendi. Ayırt edici özelliği, saf, parlak renklerin kullanımı ve net bir tasarım diliydi. 1888 civarında, Pierre Bonnard ve Paul Sérusier gibi benzer düşünen, asi sanatçılarla "Les Nabis" grubunu kurdu. Grubun teorisyeni olarak kabul edildi ve önemli çağdaş yayınlarda sanat anlayışı hakkında çeşitli makaleler yayınladı. Avrupalı olmayan etkiler açısından, Japon gravürü Nabiler için özellikle önemliydi.
Tipik bir resmi, ağaçlarla çevrili bir alanda bir kadın figürünü gösteren "Terastaki Güneş Lekeleri" resmidir. Güçlü bir şekilde küçültülmüş biçimleriyle, figür bir kadın olarak pek tanınmaz ve neredeyse tamamen tamamlayıcı renklerde tutulur, bu resim radikal indirgemesinde zaten 20. yüzyılın yaklaşan avangardına atıfta bulunur.
"Bir görüntü, bir katliam atı, çıplak bir kadın ya da herhangi bir anekdot olmadan önce, özünde belli bir şekilde düzenlenmiş renklerle kaplı sıradan bir yüzeydir." henüz yirmi yaşında olan genç bir ressamın çirkin sözü ve sanat akademilerinde geleneksel resmin reddi.
Paris'in bir banliyösünde yaşayan bu genç adama Maurice Denis adı verildi ve erken dönemde Gauguin ve öğrencilerinden etkilendi. Ayırt edici özelliği, saf, parlak renklerin kullanımı ve net bir tasarım diliydi. 1888 civarında, Pierre Bonnard ve Paul Sérusier gibi benzer düşünen, asi sanatçılarla "Les Nabis" grubunu kurdu. Grubun teorisyeni olarak kabul edildi ve önemli çağdaş yayınlarda sanat anlayışı hakkında çeşitli makaleler yayınladı. Avrupalı olmayan etkiler açısından, Japon gravürü Nabiler için özellikle önemliydi.
Tipik bir resmi, ağaçlarla çevrili bir alanda bir kadın figürünü gösteren "Terastaki Güneş Lekeleri" resmidir. Güçlü bir şekilde küçültülmüş biçimleriyle, figür bir kadın olarak pek tanınmaz ve neredeyse tamamen tamamlayıcı renklerde tutulur, bu resim radikal indirgemesinde zaten 20. yüzyılın yaklaşan avangardına atıfta bulunur.
Sayfa 1 / 4